Antalya Hipnoz & Hipnoterapi
Antalya Psikiyatri, Psikoterapi ve Danışma Merkezi
Psikiyatrist - Psikoterapist
Uzm.Dr. Emine Filiz ULUHAN
0242 311 44 33
 

»Hipnoz Nedir? Ne Değildir?


Hipnoz bilinç üzerindeki kontrol ve direncin geçici olarak bırakılarak hipnoterapistin telkinlerinin danışanın kendi algıları gibi duyumsandığı özel bir bilinç konsantrasyonu halidir. Genel kanının aksine hipnoz bir uyku ve bilinçsizlik hali değil aksine aşırı bir uyanıklık durumudur. Hipnozda dikkatte seçicilik artarak belli bir hedefe odaklanılır. Bilimsel ve tıbbi hipnozun terapötik amaçla kullanımı verilen öneri ve telkinin kişinin kendi düşüncesi ve isteği gibi algılanması temeline dayanır.

Tıbbi hipnozun temel felsefesi kişinin bilinç ve direncini zorlayarak veya uyuşturarak kırmak değil onunla ortak duygu ve istek frekansını yakalamaktır. Hipnozun bileşenleri ne kadar güçlü olursa ve terapist tarafından güçlendirilirse hipnoz o kadar güçlü ve etkili olur. Hipnoz halini ortaya çıkaran bu zihinsel durumlar hayal, inanma, beklenti ve ikna bileşenleridir: -Bir hipnoterapi seansında öncelikle danışana hipnotize olabileceği hayal ettirilir. Telkine yatkınlık testleri bu konuda terapiste en büyük yardımcıdır. -Kişinin hipnoz olacağına ve terapistin bu işlemi kolaylaştırıp gerçekleştireceğine inanması gerekir. Hipnotik trans esnasında danışana hedeflerinin gerçekleşebilir olduğuna inandırmak hipnoterapistin amacı ve görevidir. -Hayal ve inanç oluşturulduktan sonra kişinin hipnotize olacağı beklentisine girmesi ve hedeflerinin gerçekleşmesi için hipnoterapinin gerekliliğine ikna olması hipnoz döngüsünün dörtlü saç ayağını oluşturur. Klasik hipnozda danışanın belli bir nesneye odaklanarak gözlerin sabitlenmesi sağlanarak hipnotik gelişim oluşturulurken günümüzde sıklıkla hastanın yatması ya da olması beklenen durumun tam tersinin ani olarak ortaya konmasıyla da hipnotik durum elde edilmektedir. Negatif telkinler (gözlerin kapanıyor ama uyumamalısın, uyuma veya kollarını ağırlığından kaldıramıyorsun ama kaldırmalısın gibi) ve hastanın ilgisini tamamen farklı ve konuyla ilgisiz değişik detaylara daldan dala atlamaya dayanan indirek yöntemler de hipnozda başarıyla uygulanmaktadır. Milton Erikson yönteminde temel uygulama metodu indirek tekniklere dayanır.

Danışanların en büyük korkusu olan istemediği veya istemeyeceği şeylerin hipnotist tarafından yaptırılabileceği düşüncesi tamamen gerçekliği olmayan bir efsanedir. Hastanın kendi kendisiyle çatışma içine gireceği ahlaki, etik ve duygusal düşünce yapısına aykırı telkinler danışanın derhal hipnoz durumundan çıkmasına yol açar. Yani hipnoz altındaki bir kişiyle cinsel ilişkiye girmek, kişiye bir cinayet işletmek, herhangi bir suça yönlendirmek mümkün değildir. Bilimsel hipnoterapide hasta zaman zaman hipnotik durumdan çıkarılarak kendisiyle konuşulur. Çünkü insanlar hipnozda konuşulanları ve söylediklerini genelde reddetme eğilimindedirler. Hipnoz sırasında ortaya çıkarılan bulguların bilinçli düzeyde hastayla konuşulması ve elde edilen bilgi ve duygulara danışanın tüm içtenliğiyle katılması etkili ve kalıcı tedavide önemli rol oynar.

Hipnozla ilgili doğru bilinen yanlışları ve mitleri şöyle özetleyebiliriz:
1. Terapistin gücü ikna etmekle sınırlı olup, verilen telkinlere uyup uymama tamamen danışanın kendi elindedir.
2. Bazı kişilerin hipnoz olamayacağı fikri gerçeklikle bağdaşmaz. Sadece bu kişiler değişmekten korkmakta, kendilerini değişime kapatmaktadırlar. Verilen bilgiye güvenerek bu korkularını yendikleri taktirde rahatlıkla hipnoza girebilirler.
3. Bir kişinin telkini kolay alması onun zayıflığından değil aksine zihinlerini daha fazla kontrol edebilme gücüne sahip olmalarındandır.
4. Hipnoz altında kişinin kendini kontrol edemeyeceği düşüncesi yanlış bir inanıştır. Kişi telkine ne kadar açık olursa olsun sadece kabul edebildiği telkinleri alır.
5. Hipnoz herhangi bir sağlık problemi yaratmaz.
6. Hipnoz herhangi bir alışkanlık, bağımlılık yaratmaz.
7. Hipnozdan çıkamama gibi bir durum hiçbir zaman söz konusu değildir.
8. Hipnoz fiziksel olarak uykuyu andırmakla birlikte kesinlikle bir uyku hali değil aksine zihinsel yönden uyanıklık durumudur.
9. Gevşemekten ziyade odaklanmak trans haline geçişte daha etkilidir.
10. Hipnotik trans olmadan da kişiler telkin alabilir.