1) Ne olursa olsun kendiniz olun: Olduğunuzdan farklı davranarak, kendinizi değişik kılıfa sokmaya çalışmak mutsuzluk sebebidir. Kim olduğunuzu anlayın, kendi kişiliğinizi bulun ve güçlü yönlerinizi keşfedin. Birçok psikopatolojinin altında insanın kendisi olmaktan kaçması yatmaktadır. Bu büyük bir gerilim kaynağıdır. Zihninizde ve bedeninizde var olan kişiyi reddetmek üzücü bir durumdur. Herkes kendine özgü, yepyeni ve biricik bir varlıktır. Varlığınızdan dolayı mutlu olun ve doğanın size verdiklerini değerlendirin. Başkalarını taklit etmeyin, aslı varken kimse sahtesine bakmaz. Kendiniz olduğunuz sürece başarıya daha yakın olursunuz.
2) İyi çalışma alışkanlığı kazanın: İşlerinizi biriktirmeyin, çözümlenmesi gereken bir sorunu ötelemeyin. Biriken işler ve bunları yapmaya vakit olmadığı hissi gerilim ve yorgunluk yaratır. İşlerin bitirilemeyeceği duygusu ciddi stres kaynağıdır. İşleri önemlerine göre sıralayarak yapmanız kolaylık sağlayacaktır. Bir işi önceden planlamak, hazırlıksız yakalanmaktan iyidir. Çözüm gereken problemde yetilerinize güvenin ve kararlarınızı ertelemeyin. Her işi siz yapmak durumunda değilsiniz. Yetki paylaşmayı ve devretmeyi öğrenin, ayrıntılar içinde boğulmayın.
3) Gevşeyip, dinlenmeyi öğrenin: Birçok araştırma zihinsel çalışmanın tek başına yorgunluk sebebi olamayacağını göstermektedir. Beynin 12 saatlik bir çalışmanın ardından, ilk andaki kadar hızlı ve düzenli çalıştığı saptanmıştır. Hissedilen yorgunluğun temeli zihinsel ve duygusal kaynaklıdır. Can sıkıntısı, işten memnuniyetsizlik, takdir edilmeme ve güceniklik hisleri, aceleciliğin getirdiği anksiyete zihin enerjisini tüketip, yorgunluğa sebep olmaktadır. Çalışırken dinlenmeyi öğrendiğinizde huzuru ve mutluluğu daha kolay bulursunuz. Bu amaçla her fırsat bulduğunuzda derin bir nefes alın ve gevşeyin, olabildiğince rahat bir pozisyonda çalışın, günden birkaç kez kendinizi dinleyin ve nasıl çalıştığınızı sorgulayın, gün sonunda ne kadar yorgun olduğunuzu değil ne kadar yorgun olmadığınızı düşünün.
4) Can sıkıntısını gidermeyi öğrenin: Can sıkıntısı vücudun oksijen tüketimini azaltarak yorgunluk ve huzursuzluğa sebep olmaktadır. Heyecanlı, ilginç, keyif veren aktiviteler sırasında kişiler kendilerini daha enerjik hissederler. Bezginlik, en ağır efordan bile daha yorucu olabilir. İşinizi ilginç hale getirdiğiniz sürece yorulmadan çalışır ve haz alırsınız. Gün içinde zaman zaman kendinizle konuşarak, cesaret ve mutluluk veren düşüncelere yönlenmeniz, işinizi zevkle yapmanızı sağlayarak mutluluğunuzu arttıracaktır.
5) Sahip olamadıklarınıza üzülmek yerine, sahip olduklarınıza teşekkür edin: Mutlu olmak için her zaman bardağın dolu tarafına bakmak gerekir. “Düşün ve şükret” anlamına gelen ifadeler tüm dinlerde mevcuttur. Güzellikleri göremeyecek kadar kör, hayatın tadını alamayacak kadar tok oldukça huzur ve mutluluğu bulmak imkânsızdır. Beterin beteri olduğunu çok güzel ifade eden şu özdeyişi hiç unutmayalım. “Rastlayana kadar bacakları olmayan bir adama, üzülüyordum ayakkabı alamıyorum diye ayaklarıma.”
6) Haksız eleştirilerden üzüntü duymayın, her eleştiriden bir ders çıkarın: Atalarımız “meyve veren ağaç taşlanır” demişler. Çoğu eleştirinin altında dikkati çekecek kadar büyük bir iş başarmanız yatar. Pek çok kişi başarılı olanı suçlayarak ya da onu değersizleştirerek kendi eksikliğini kapatma yolunu seçer. Unutmayalım ki, haksız eleştiriler aslında maskelenmiş övgülerdir.
7) Elinizden geleni yapın, gerisini zamana bırakın: Doğru yaptığınıza yürekten inanıyorsanız, başkalarının sözleri sizi asla rahatsız etmesin. Doğruya ulaştığınızda size söylenenlerin bir önemi kalmayacaktır. Gerçek ve iyi niyetli eleştirilerden ise her zaman yararlanın. Haksız ve haset dolu eleştirilere gülüp geçmeyi öğrendiğimiz anda huzur ve mutluluğumuzu kimse kaçıramaz. Hepimiz için yalan ve iftiraya uğramak, aldatılmak, gülünç duruma düşürülmek mümkündür. Bu durumda ne kendimize acımalı, ne de yaygara koparmalıyız. Kendimize inanıp, güvendiğimiz sürece başarı kaçınılmazdır.