Antalya Hipnoz & Hipnoterapi
Antalya Psikiyatri, Psikoterapi ve Danışma Merkezi
Psikiyatrist - Psikoterapist
Uzm.Dr. Emine Filiz ULUHAN
0242 311 44 33
 

METAFOR VE GÖRSEL CANLANDIRMA



Metafor, farklı bir deneyimle paralel olan bir olayı değişik boyutlarıyla değerlendirmeyi sağlayan sözlü bir anlatımdır. Metaforlar basitten karmaşığa her türlü işaret, atasözü, efsane, masal, öykü, anı ya da bir şaka vs. olabilmektedir.

Etkili bir metafor kolay anlaşılır birçok yöne çekilebilen, açık, kapalı, gizli anlamlar içeren, kişide merak hissi uyandıran, çözüm önerileri getiren, çeşitli entelektüel seviyelere ve kişilik özelliklerine hitap edebilen ve bilinçaltıyla iletişim kurabilecek özellikler taşımalıdır.

Metaforları ilk kez Milton Erickson yoğun olarak kullanmaya başlamış ve psikoterapiye problemin kendisi çözümdür yaklaşımını sokmuştur.

Metaforun temeli çözüm ve kavrayışlardan yola çıkarak dolaylı bir öğrenmedir.

Ericksonian yaklaşımda kişinin iletişim temelleri ve yolları keşfedilerek, o temeller bir metaformuş gibi kullanılmalıdır. Metaforların birebir kişi tarafından kullanılması terapi sürecinde çok daha etkili olmaktadır.

Metaforun teknik özelliğinde anlatılan öykü veya masalın içeriği kişiye uymamakla beraber, bazı özellikleri kişinin deneyimleri ve özellikleriyle örtüşmelidir. İçeriği olmayan bir metafor anlamsız olup tuzsuz, limonsuz bir turşu gibidir.

Metaforlar sıkıcı, ürkütücü değil zevklidir, bireysel bağımsızlığı teşvik edicidir, bilinçaltı direnci kırmakta etkilidir, esneklik sınırlarını belirleyicidir, karmaşa yaratarak hipnotik süreci hızlandırıcıdır.

Bir metaforun en önemli avantajı, tüm bu özelliklerden yararlanarak, insanın eleştirisel yeteneğini kırarak, bilinçsiz zihnin yaratıcı fikirlerini ortaya koymasına yol açmaktır. Metafor terapisi bir çeşit dolaylı telkindir. Genel yapısı itibariyle metafor, göründüğünden farklı bir anlam taşır. Metaforlar genelde sözlü olabildikleri gibi (en çok birbirine geçmiş iki hikâye tarzında) sözsüz de olabilirler. Her türlü vücut dili, mimik, duruş, giyiniş, resim, yazı, müzik, oyun, dans, drama vs. sözsüz metaforlara örnek verilebilir. Başka bir ifadeyle açıklarsak her iletişim yönteminin kendine has bir metafor şekli vardır.

Metaforlar;

    Kişiye yeni bir bakış açısı sağlar.
    Yeni bilgiler edinmesini sağlar.
    Kişiyi terapi sürecinin aktif tarafına alır.
    Engellerinden kurtulmasına yardımcı olur.
    Düşünce ve davranışlarına rehberlik eder.

Bilinçaltı olaylarda zihinsel, görsel canlandırmalar sıklıkla kullanılmakta ve yaşam döngümüzde önemli roller oynamaktadır. Herhangi bir zihinsel canlandırma olumlu ise yararlı, olumsuz ise zararlı olacak etkilere sahiptir. Bu nedenle zihinsel canlandırma özelliğimizi mutlaka iyi yönde kullanmalıyız.

İlk kez Robert K. Metron kendini gerçekleştiren kehanet kavramını ortaya atarak zihinsel canlandırmanın önemini vurgulamıştır. Bu kavrama göre doğru ya da yanlış, olumlu ya da olumsuz bir beklenti ve inanç, bunu doğrulamaya ve gerçekleştirmeye yönelik davranış kalıplarını ortaya çıkarmaktadır. Sonuçta kişiler beklentileri ile uyumlu hareket etmekte ve nihayetinde beklentileri gerçek olmaktadır. Eğer beklentiniz olumlu ise onu, değilse tersini elde edersiniz.

Denis Waitley’in gerçek bir olaydan anlattığı bir demiryolu işçisinin kaza ile soğuk hava vagonunda kapalı kalması ve vagon çalışmadığı halde donma korkusuyla işçinin +18 derecede gerçekten donarak ölmesi kendini gerçekleştiren kehanete en trajik örneklerdendir. Burada bilinçaltına işleyen donma korkusu ve donacağına olan inancı, bilinçaltının olayı sinir sistemi vasıtasıyla aktive etmesiyle gerçeğe dönüştürmüştür.

Birçok olimpiyat ve dünya şampiyonlarının da aldıkları birincilik ve rekorları, stat ve salon atmosferini yıllarca önceden zihinlerinde görsel olarak canlandırdıkları ve bu fikri yıllarca bir oya gibi işledikleri bilinen gerçeklerdir.

Siz de fiziksel, duygusal, ruhsal ve maddi düzeyde herhangi bir şeyi hedefleyerek birçok başarı öyküsü yaratabilirsiniz.

Görsel canlandırma, hayal gücünüzü kullanarak istediğinizi canlandırmaktır. Bu canlandırma özünde bir otohipnozdur. Burada yapılan en büyük hata bu canlandırmaları başkalarının davranışlarını kontrol etmek veya onların iradeleri dışında sizin istediğiniz gibi davranmalarını sağlamaya çalışmaktır. Oysa bu teknikte siz kimseyi değiştiremez, sadece kendinizi değiştirebilirsiniz.

Siz kendinizi değiştirdiğinizde dolaylı olarak diğer insanların size olan davranışları ve ilişkileri de değişmektedir.

Canlandırma, güçlü bir telkin ile istediğiniz şeyin net bir görüntüsünü birleştirebilmektir. Tüm insanlarda canlandırma yeteneği olmakla beraber bazı insanlar bu yeteneği çok daha iyi kullanılabilmektedir. Birçok başarılı sporcu, bilim adamı, sanatçı, politikacı zengin iş adamlarında bu özelliği de bilinçli ya da bilinçsiz olarak kullanmaktadırlar.
Hipnoz ve otohipnoz teknikleriyle siz de terapistinizle bu yolda çok ciddi adımlar atabilir, hedeflerinize ulaşabilirsiniz.