Beynimiz sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreden oluşmaktadır. İki yarım küreyi ise korpus kallosum denen bir zar birleştirmektedir. 1920’lerden itibaren, özellikle de 2. Dünya Savaşında sıklıkla yapılan beyin ameliyatları sonrası tespit edilen bulgularla sağ ve sol yarımkürelerin fonksiyonlarının farklı olduğu, farklı çalıştığı ve herkeste aynı özellikleri göstermediği görülmüştür.
İki beyin yarımküresinin, sadece vücudun farklı yarısından bilgi almak ve onlara bilgi göndermekle kalmayıp, aynı zamanda farklı işlevlerde değişik üstünlükler gösterdikleri saptanmıştır.
Total popülâsyonun %95’inde sol lob aritmetik, rakamsal işlemler, sayılar, diziler, matematik, konuşma ve analiz yeteneğine sahip olup mantıklı ve lineer çalışmaktadır.
Sağ lobta ise, ritim, hayal kurma, renkler, resim, müzik, hacim, boyut algılama gibi fonksiyonlar gerçekleşmektedir.
Yani kısaca beynin sol tarafı bilgiyi düz mantıkla işlemekte, sağ lob ise detaydan çok bilgiyi şekil ve hayalle işleyerek resmin artistik tarafıyla ilgilenmektedir. Duyguların ve hayallerin etkisi en fazla sağ lobta görülmektedir.
Sol lob beynimizin mantıklı yüzüdür. Dil ve sözcüklerle bu kısım ilgilenir. Konuşma ve yazma yetimizi sol lob yönetir. Analitik düşünme özelliği ön plandadır. Olay ve bilgileri gerçekçi ve mantıklı olarak değerlendirir. Sol lob söylenen bir cümlenin sadece kelime anlamını anlayabilir. Kelimede ifade edilen mecaz ve derin anlamları algılama ve değerlendirme yetisi sağ beyindedir.
Sol beyin her defasında bir bilgi olarak bilgiyi sırayla işler. Birkaç bilgiyi aynı anda değerlendirip büyük resmi görebilmesi mümkün değildir.
Sağ beynimiz ise birçok farklı bilgiyi aynı anda işleyerek resmin tamamını algılayabilmemizi sağlar. Sanatla ilgili yaratıcı tarafımız sağ beyin tarafından yönetilir. Sağ beynimizin dili sayılar, kelimeler değil şekiller ve resimlerdir. Yer tespiti, yön, boyut, hacim, müzik yetenekleri sağ beynimizin eseridir.
Rüyalar, fanteziler, uydurulan hikâye ve masallar sağ beyinin görevleri arasındadır. Ruhani duygularımız, ibadet ve dua gibi faaliyetlerinde idare ve çıkış noktası sağ beyindir. Cinsel duygular da sağ beyinden idare edilmektedir.
Amerika ve İngiltere’de yapılan 2 araştırmada sol lobu sağa göre daha baskın olan kişilerin daha neşeli, sosyal, kendine güvenli ve coşkulu oldukları görülmüştür. Bu kişiler strese daha dayanıklı olup, hoş olmayan olaylardan daha az etkilenmekte, çevredeki olaylara daha olumlu tepkiler vermektedirler.
Sağ lobu baskın bireyler stres altında daha kolay ezilebilmekte, daha şüpheci ve depresif olma eğilimindedirler.
Japonya’daki bir çalışmada sağ yarımküreye yapılan anestezide gülme ve pozitif duygular oluştuğu, sol yarımküreye yapılan anestezide ağlama hislerinin ortaya çıktığı görülmüştür.
İki yarımküre arasındaki farklılıklar erkeklerde daha fazla gözlenmektedir. İki yarımküre arasında 180 derece farklar olmakla birlikte normal koşullarda sağ ve sol beynin korpus kallosum aracılığı ile yakın iletişimde bulunarak oldukça koordineli çalıştığını da hiçbir zaman göz ardı etmemeliyiz.
Ornstein’in ilk kez keşfettiği bulgu “hipnoz, otohipnoz ve hipnoterapi niçin yapılsın”, “nasıl çalışır” ve “etkili olur” sorularına büyük yanıt vermiştir.
Ornstein, zayıf olan beyin tarafının daha kuvvetli olan tarafla koordineli olarak çalışmaya uyarıldığı ve teşvik edildiği zaman, sonuçta genel yetenek ve etkide zihinsel yeteneklerde büyük bir artış olduğunu gösterdi. Zayıf yanı kuvvetli yanla desteklemek birebir sayısal toplamın kat kat üzerinde pozitif sonuç veriyordu.
Yine bu çalışmada sağ beynin, sol beyni programlayabilme yeteneğinin olduğu gösterildi. Bu özellik sayesinde sağ beyin fiziksel sağlığı, atletik performansı, muhakeme ve zihinsel yeteneği, irade ve motivasyonu olumlu yönde etkileyebilmektedir.
Sağ beynin sol beyni programlama yeteneği hipnozun nasıl çalıştığını ve etkili olduğunu ve niçin hipnoz kullanılmalı sorularını açıklamaktadır.
Sağ ve sol beyin aslında birbirlerini tamamlamaya programlanmış olmakla birlikte eğitim, çevre, ilgi, sosyal baskılar, örf ve adetler gibi birçok çevresel faktörle iki yarımküreden biri diğerine baskın hale gelir. Bu da hayatın birçok alanında kişide çatışma yaratmakta ve kişiler kendini başarısız ve mutsuz hissetmektedirler.
Biz terapistlerin görevi en iyi ve hızlı
biçimde bu çatışmaları gidermektir.
Sağ ve Sol Beynin Temel Özellikleri