Her hipnotik telkin, danışanın bilinçli veya bilinçsiz davranışlarını değiştirmek için tasarlanan, kişiye özel uyarlanabilen hipnoz metinlerinin amaca uygun kullanımıdır.
Etkili bir hipnotik telkin;
Kesinlikle inanç veya davranışlardan birine odaklanmış olmalıdır.
Kişinin zihinsel fonksiyon ve yeteneklerine uygun bir teknikle verilmelidir.
Bu özellikleri içermeyen telkinler danışan tarafından ya görmezden gelinir ya da yanlış anlaşılır. Sorunlu davranışlar ve problem inançlar hipnoterapi metninin iki ana hedefidir.
Hipnozda telkinler doğrudan ve dolaylı olarak uygulanır.
Doğrudan telkinler: Danışanı etkileyen çekirdek inançların terapist tarafından saptanarak özel bir hedefe yönlendirilen telkinlerdir. Danışanların sorunlarını çözmede oldukça etkilidir. Bazı terapistler bireysel gözlemlerine göre dolaylı telkinlerin doğrudan telkinlere göre üstün olduğunu ileri sürmekle birlikte son 10 yılda Portekiz-Avusturya, Kanada ve Almanya’yı kapsayan çok merkezli çift kör bir çalışmada aralarında istatistikî anlamlı bir fark saptanmamıştır. Yine bunu destekleyen birçok çalışma mevcuttur.
Doğrudan telkinler, otoriter biçimde, bir emir formatında yüklenebileceği gibi, nazik bir şekilde bir konuşmanın parçası gibi de ifade edilebilir ya da bir metaforun veya bir hikâyenin içinde gizlenebilir.
Doğrudan telkinlerin ana prensibi düşünceleri zihne yerleştirmek yönündedir.
Duyduğumuz her sözcüğün zihnimizde bir iç temsili vardır. Bunların bir kısmı penguen gibi siyah, beyaz, kutuplarda yaşayan sevimli bir kuşu yalın olarak hatırlattığı gibi, bir kısmı da sevgi, öfke, çünkü nerede, saygı, korku gibi soyut iç temsilleri olan kavramlardır.
Zihnin temel çalışma kurallarından biri, zihnimizde canlandırdığımız bir şeyi er ya da geç yaşayacağımızdır.
Telkinler, zihindeki temsillerin net bir şekilde hatırlanmasını sağlayan hipnoz ürünleridir. Bu nedenle hipnoz sırasında yüklenen güven, sağlık, mutluluk, huzur gibi pozitif düşünceler, bunlara ait görüntüleri zihne yerleştirmekte ve bilinçaltı da onları gerçekleştirmeye çalışmaktadır.
Doğrudan telkin ne kadar çok tekrarlanırsa o kadar etkili olur. Tek bir telkin, yalın olarak sık sık tekrarlanmamalıdır. Aynı telkinin farklı sözcüklerle ifade edilerek seansın farklı kısımlarında tekrarlanması çok daha etkilidir.
Telkinler danışanın kendi inanç sistemince kabul edilebilir olmalı ve danışana esneklik kazandırmak için pozitif olmalıdır.
Telkinler gerçekçi olmalıdır. Bir haftada 20 kg. zayıflama telkini doğru değildir. Hipnoz ve telkin hiçbir zaman mümkün olmayanı olur kılmak için değil, mümkün olanı hızlı ve kalıcı şekilde yapmak için vardır.
Her zaman ve asla gibi telkinler çok dikkatli kullanılmalıdır. Bu tür genellemeler danışanın telkini reddine yol açarak başarısız olabilir.
Her hipnoz seansında bir probleme odaklanmak daha iyi netice verir. Sigara ve güven eksikliği gibi iki ana problemin üzerine tek seansta gidilmemelidir. Zaman içinde telkinler, birbirini destekleyecek şekilde bir araya getirilebilir.
Telkinler problemin her yönüne özel hedeflerle planlanmalı, bu bağlar kurulduktan sonra problemin genel çözümüne yönelmelidir.
İyi bir terapist danışanın her pozitif düşüncesinden mutlaka yararlanmalıdır.
Telkinler mutlaka beş duyuya değinmelidir.
Bilinçsiz zihin en fazla 6 yaşındaki bir çocuğun bilincine sahiptir. Bu sebeple en etkili, en iyi hipnotik telkinler kısa ve öz ifadelerdir.
İnsanlar sadece kendi davranışları üzerinde söz sahibidirler. Diğer insanların değişeceğini ima eden telkinler yanlıştır.
Dolaylı hipnotik telkinler: Dolaylı telkinler kişiyi şaşırtır, aklını karıştırır. Kişiyi dolaylı telkinin ne anlama geldiğini, olasılıkları ve nasıl uygulanacağını düşünmeye zorlar. Bunları düşünürken de aslında transa girmektedir.
Hipnotik transta dolaylı telkinle karşılaşan kişi ona anlam verebilmek için bilinçaltına dönecek ve çeşitli varsayımları araştıracaktır. Bundan dolayı doğrudan telkine göre çok daha çeşitli, benzersiz, kişisel ve etkili yanıtlar bulma ihtimali fazladır.
Dolaylı telkinleri hazırlamak terapist için daha zor ve çalışma gerektiren bir süreçtir.
Özsaygısı düşük bireylerin dolaylı hipnotik telkinlerden etkilenmesi daha olasıdır.
Bireylerin zihinsel durumlarını hedefe odaklamak için genelde çarpıtma ve silme metodu kullanılır. Bu yöntem literatürde Milton Model olarak isimlendirilir. Bu modeldeki yöntem ve hedef sözcükleri kullanarak sözlü ya da sözsüz, bilinçli ya da bilinçsiz sol beyin özelliklerinden yararlanarak, sağ beyindeki yaratıcılık, tecrübe, hayal gücü, yeni boyut, derin anlamlar gibi kaynakları olumlu yönde faaliyete geçirmektir.
Bu yöntem ilk olarak Milton Erickson tarafından geliştirilmiş ve kendi adını almıştır. Yöntemin temelinde kişiyi transa sokmak için çift anlamlı ve belirsiz hipnotik ifadeler kullanılır. Zihin bu belirsizlik ve karmaşadan anlamlar çıkarmaya çalışırken, farkında olmadan hipnotik sözcüklere odaklanmakta ve trans haline girmektedir.
Gizli telkinler danışana bazı özel işaretlemelerle verilir. Ses tonu, özel sözcükleri diğer sözcüklerden ayırmada kullanılan en pratik yöntemdir. Telkin sözcüklerinin yüksek ses ile söylenmesi, özel olarak vurgulanması veya farklı bir şive ile ifade edilmesi indüksiyonu tetiklemektedir. Aslında günlük hayatımızda bu tür bir yaklaşımı bilinçsiz olarak birçoğumuz doğal olarak yapmaktayız. Özellikle politikacılar seçmenle konuşmalarında bu yöntemler hakkında eğitilmekte ve bilinçli olarak kullanmaktadırlar.
Hipnotik telkin sırasında gerekli özen titizlikle gösterilmelidir. Çok kaba ve açık yapılan telkin danışanda yönlendirme hissi uyandırarak geri tepebilir.
Kişinin manevi değerlerine ve ahlaki-etik değerlerine aykırı telkinler de genellikle bilinçdışı tarafından ret edilir.
Şunu kesinlikle bilmeliyiz ki her ne şekilde ve her ne teknikle verilirse verilsin hiçbir telkin insanlara yapmayacakları şeyleri yaptırmaz. Kişinin iç değerleriyle çatışan her türlü telkin mutlaka geri çevrilir.
“Ders çalışma alışkanlığını kazandırmada, diş gıcırdatma ve kekemelik tedavisinde, özgüven artımında, kilo vermede, sigarayı bırakmada doğrudan ve dolaylı telkinler tedavide yüzde yüze yakın olumlu sonuçlar vermektedir.